6 Mayıs 2017 Cumartesi

ÖZÜM

ATATÜRK'ÜN CUMHURBAŞKANLIĞI FORSU
ATATÜRK ANITI  KONYA

                                             ÇOCUKLUĞUM

1940 Yılların ilk başlarında doğmuş anne babanın ilk çocuğu olarak Konya Ereğli de 19/09/1964 de dünyaya geldim.Annem ve babam KONYA KIZ ÖĞRETMEN OKULU
ATATÜRK KONYA MUALLİM MEKTEBİNDE
mezunu olup yetişmemde etkisinin önemli olduğunu düşünüyorum.Yaşım 7 olasıya kadar köylerde büyüdüm hep kendimi nadiren çıkmayı başardığım köy tepelerinde çiğdem toplarken hatırlıyorum yada en güzelinden, o anılar kaldı belleğimde. Ne güzeldi, o günlerde bize uçsuz bucaksız gelen dağlarda, tepelerde küçücük sarı bir renk aramak. Köyden arkadaşlarım ile yine okuldan arkadaştık ama kardeşimle ben öğretmen çocuğu olduğumuzdan onlar kadar becerikli ve özgür olamadık hiç bir zaman. Babam kızgın sinirli çok kuralcı bir adamdı, çok titiz, ve kolayca evimiz, evimiz dediğim küçücük oda. Odanın, dışına çıkmak nadiren yapabildiğimiz bir işti ve zannedersem babamın şehre gittiği günlere denk geliyordu. Dışarıda olduğumuz süre içinde de kalbimiz bir tüpürtüyle, endişeyle oynuyorduk. Bu ise ciddi bir eziyetti. Bende daha sonraları hiç bir oyuna konsantre olmayacak bir özre sebep olmuştu . Hala oyun oynamak konusunda sıkıntılı ve sabırsız anlamaz bir yapım vardır. Oyun oynamaktan sıkılırım, bunalırım . Zannedersem o günlerde belleğime attığım duygu rengi bu, oyun oynama  konusunda  hep aynı endişe duygusunu bilinç altımdan çıkarıp bilincime yolluyor ki; ben sıkılıyorum ve benliğimde bir tehdit unsuru olarak algılayıp kaçıyorum. Yinede dağlarda çiğdemler her türlü tehditlere karşın öyle güzel öyle özgür ve çekiciydi ki yarım asırdır hafızamdaki güzelliği hiç solmadı . Hala güzel ve  zannediyorum ki, hep de güzel kalmaya bütün sarılığıyla gönlümdeki ebem kuşağındaki yerini koruyacak.
ANKARA CİVARINDA SARI ÇİĞDEM
Ankara'nın imrendi köyünde okula başladığımı ilk öğretmenimin adı Jale. Jale ile aynı yatakta yattığımda, bendedir hala. İz bıraktı mı? Dersek çok ta değil derim. Sadece birleştirilmiş bir sınıftaki okul hayatı ilginç gelmişti, bana. Büyük küçük herkesin ödevi aynıydı. İz bırakmadığına göre öğretmenimin bende bir etkisi yok, olamamış. Küçücük iki göz oda hatırlıyorum, o günleri oturduğumuz oda da ben den sadece bir yaş küçük kız kardeşim ile. Annem okuldan gelesiye kadar elimizde işler kendimizi oyalar mümkünse pencerenin önündeki somyadan kalkmak yasakmış gibi oturduğumuz yerde bir takım işler yapardık. Elimizde genellikle ipler şişler vs oluyordu.